8 Ağustos 2009 Cumartesi

Siyaha Giden Beyaz

Yaşama bakış açısı insanların nasıl bu kadar farklı oluyor nasıl bir insan hanımını bir başkasıyla sevişmesini kendinin de bir başkasıyla olmasına izin veriyor.

Karayelin Hollandalı arkadaşı varmış kocası oturma odasında başka kadınlayken oda başka bir odada onunla oluyormuş. Gezerken Işıklarda Yörükoğlunda gördü onları bugün, sanırım öpüşürken iki defa falan öpüşüyorlarmış Hollanda kültürünü pek bilmiyorum gerçi ben sadece el sıkıştım. Ben kola içtim Karayel bira istedi kadın votka istedi, Karayel İngilizce bilmediği için onların Türkçesi benim İngilizcem biraz konuştuk, kadın sabahtan başlamış olmalı ki votkayla uyuklamaya falan başladı ve 40 lira hesaptan anlaşıldığı kadarıyla 3-4 kadehte önceden içti beni bu pis işine alet eden karayele kızdım. Masada otururken elleşmeler falan filan Karayel İngilizce öğren falan dedi, ve işaret parmaklarını bir birine sürtüp ileri geri yaparak farklı amaçlar içinde öğrenmesi gerektiğini söyledi. O arada kocasıyla Hollandaca konuştular nasıl oluyor da karşıdaki bilirken bunu yapıyorlar, bana garip geldi bilmiyorum kültürden mi yoksa bu insanlara mı özel, yos ile yon muydu öyle bir şeydi isimleri, adam çalışmıyormuş kadın üniversitede yöneticiyim dedi iki ay orda iki ay burada yaşıyorlar sanırım.

Karayele dikkat et dedim bu bokları yiyorsun bari karına gereken ilgiyi göster, bir gün pirince giderken evdeki bulgurdan da olma dedim uyardım. Beni dinleyeceğini pek sanmıyorum. Birde Matematik öğretmeni olan arkadaşının kızı eda ile konuşmasını istedim, ciddi olarak düşündüğümü askerlik dönüşü konuşmasını istedim akşamdan beri 5 tane içti artık ne kadar hatırlar bilmiyorum askerlik dönüşü yine hatırlatırım. Eve döndüğünde de iki birayla girdi.

Bende eve geldim. Berkanla konuştum, 3G teknolojisini denedim ama telefonumun önünde kamera yokmuş bu yüzden arkadaki kamerayla görüşmek zorundayım artık önüne ayna koyar öyle konuşurum 3G ile …. Yarın akşam İzmir’de sınava gireceğim, formaliteden sınav yapmaları, insanları saatlerce bekletmeleri…

Berkan iyi bir çocuk ona uygun birisi olsa ayarlarım ama yaşı büyük olmasına rağmen 18 yaşında birisi olsa bana da uyar ona da uyar hatta halis toprağa da uyar o yüzden benden sıra ona gelmez… Gerçi Serkan, iyi birisi olsa beğenmez nerde sorunlu birisi var onu beğenir Berkan’a uzun boylu sıfır kalçalı, dengesiz birisi olacak ve onunla bir ay ilişkisi olacak bu uğraşacak ama düzeltemeyecek ve ilişkisi bitecek Berkan’ın ilişki formatı böyle o yüzden yardım yapmak boşa çaba olur pek hayatımda sevgilisi olabilecek bir insan geçmedi onun sevgili adayı olabilecek insanlar oldu onda söyledim ama samimi değildim onlarla… Berkan hayatta yanlış ata oynuyor her zaman eküri si olan ata oynasa bari bir gün şansı artar..

Yasin’in sevgilisi çok şirin bir kız biraz Yasin den deneyimli olması Yasin’i ürkütüyor birde kızın okulunu bitirmiş olmasına rağmen hala bir işi yok bizimkinin varda evi geçindirecek düzeyde değil o yüzden KPSS ye çalışması ve kazanması gerekiyor… Çalışırsa yaparda zeki çocuk ve şanslıda… Okul hayatı boyunca hem memur olarak çalıştı hem de okudu…

Kağıttan bir gemi yapmak istiyorum ve bizim köydeki çaydan atıp onunla bir yolculuğa çıkmak istiyorum akıntın beni götürdüğü yere, bazen taşlara çarpacağım ama bir akıntı sayesinde yine devam edeceğim yoluma ve sonunsa kocaman bir şelaleye kavuşacağım Manavgat şelalesinde son bulacak bu yolculuk… sonsuza ulaşmak gibi.. hiçten gelip sonsuza gitmek.. Namazsız ezandan, ezansız namaza bir hayat yolculuğu mutluluk hüzün… her şey iç içe ölüm geliyor aklıma şimdi… Askere gideceğim için büyükleri ziyaret ettim köyde ve ben köydeyken yaşlı birisi ölmüştü onun cenazesine katıldım…

İnsan doğumuyla beraber ölüme nişanlanıyor, ve nişanlısına ben beyaz bir gelinlikle gidiyor… Tabuttan ölünün çıkarılması koyulması üstüne toprak atılması… bu süreci hep izlemek isterim hemen görebileceğim bir yere geçtim yine… bak duran diyorum sonun bu işte o yüzden ne yaparsan yap geleceğin yer burası gözlerim ağlamaklı oluyor…

Ölüm korkusu değil bu, belki geride bıraktıklarımdır göz kapaklarımı zorlayanlar… üst üste kaybettim sevdiklerimi yengemi, kuzenimi ve dedemi… Yengem amcamla biraz kavga etti yengem üzüldü dedi ki öleyim de kurtul… Ölürsen üzülmem kurban keserim dedi amcam.. daha da üzüldü Yengemin ismi Elmas tı ben ona “elmas keçi” derdim… işte o an aklıma geldi acaba gerçekten ölürse birde dedem ölürse diye aklıma geldi… Rüyalarım’ın gerçek olmasından sonra düşündüklerimin de gerçek olması beni ürkütmeye başladı şimdiki günahkarlığımı görmesen kendimi bir şey sanabilirdim…

Ölüm de yaşam kadar gerçek ve konuşulması gerek bazen, ben beyaz kağıda yazı yazmak gibi yaşam bir bakıyorsun siyahlar çoğalıyor anlıyorsun ki siyaha daha yakınsın artık…

Siyaha gidiyoruz hepimiz bembeyaz örtüyle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder